Merhaba!
Bu yazımızdaki konumuz Teknoloji ve Gelecek. Teknolojinin insan hayatına bir çok kolaylıklar sağladığı aşikâr, peki ya zararları?
* Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının hala bir yararı bulunamamıştır. Şu an bile dünyada 27000 nükleer silah var ve bunlardan 4000’i her an harekete geçebilir.
* Çernobil kazası, radyasyon yayan cep telefonları, teknolojinin büyük icatlarından biri olan sigara nedeniyle teknoloji, kurbanlarını tedavi etmekle zaten yükümlüdür. Ancak günümüzde uygulanan kemoterapi (kimyasal tedavi) gibi tedavi yöntemi hastalığın kendisinden daha da kötüdür.
* Bir çok çocuk ve yetişkin bilgisayar karşısında fazlasıyla zaman geçirmektedir. Bunun sonucunda da bel fıtığı, boyun fıtığı, bel ve boyun ağrıları, obezite (şişmanlık) gibi hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Teknoloji bu hastalıkları tedavi edebilse de hastaların çektiği acıların bedelini ödeyebilir mi?
* Teknoloji ile birlikte hayatımıza giren yeni ürünler bize kültürümüzü unutmuştur. Fast food adı verilen hızlı yemekler yüzünden, Türk mutfak kültürü büyük zararlar görmüştür. Teknoloji sayesinde dilimize yeni giren, ve MSN’ ce konuşulan sözcükler Türk Dilimizi bozmaktadır.
* Teknoloji yüzünden fabrikalarda çalışan bir çok insan işsiz kalmıştır. Ayrıca yine teknoloji yüzünden, nalburluk, kunduracılık gibi bir çok meslek unutulmuştur.
* Gezegenimizin en büyük sorunu olan Küresel ısınma felaketine teknoloji sebep olmuştur.
Bunca kötülüğünden sonra gelelim konumuzun özüne; Günümüzde teknolojinin en büyük nimeti “internet” gibi gözüküyor. Yucin Bilgisayar olarak 2005 yılından beridir (212) İstanbul Avrupa Yakası lokasyonunda 11.000 den fazla ev ya da işyerine ADSL satış ve servis hizmeti sunduk. Konu ile ilgili gözlemlerimizde rakam doğrultusunda oldukça fazladır.
İnternet, mutfağımızdaki ekmek bıçağına benzer; adamda kesersiniz, ekmekte. Yani doğru kullanımla düz orantılıdır. Bilgisayar dünyasında internet üzerinden, çocuklarımızın kötü alışkanlıklar kazanmamasına yönelik bir çok program ve yöntem mevcuttur. Lakin Atalarımızın da çok güzel bir sözü vardır “puştluğa dağ dayanmaz”. Siz bir ebeveyn programı kurarak çocuğunuzun kötü bilgilerle dolu içerikteki sitelere girmesini engellemek istersiniz. Fakat bir çok forumda bu programların nasıl diskalifiye edilebileceğine dair bilgiler mevcuttur. İnternet Tempory Files yani internetteki gezilen sitelerin depolandığı dosyaları incelersiniz. Her şey normal gözüküyor olabilir ama çocuğunuz o dosyaları siteye girdikten hemen sonra silmeyi öğrenmişte olabilir.
Bu noktada internetin kötülüklerinden yavrularımızı korumak için, teknolojiyi değil de babadan kalma yöntemleri uygulamak daha mantıklı gibi gözüküyor. Çocuğunuza ait bir odaya kurduğunuz bilgisayar, belki de sizin ona yaptığınız en büyük kötülüktür. Kapısını kilitledikten sonra, neler yapabileceğini aklınıza bile getiremezsiniz. Burada neler yapabileceklerinden bahsetmeyeceğim fakat en basiti ile pornografik sitelere girebilir yada bomba düzeneği yapmayı öğrenebilir. Sizlere tavsiyemiz, çocuklarımızın geleceğini düşünerek, onların daha iyi bir eğitim almalarına yardımcı olmak amacıyla evinize aldığınız bilgisayarı amacı doğrultusunda kullanmasının en basit yöntemi, bilgisayarın evde herkesin kullanımına açık, salon gibi mekânlara kurulmasıdır. Göz önünde bulunduğu sürece, ne yaptığını takip etmek ve bunu çocuğunuza hissettirmeden yapmak gerekir.
Ayrıca web kamerası ve yazıcı gibi çevre birimlerinin, çocuklar için gereksiz olduğunu düşünüyorum. Web kamerası ile yapacağı şeylerin üst sınırı yoktur diyerek geçiyorum, yazıcıda ise çok daha farklı. Öğretmen ödev veriyor, ödev konusu internette bir siteden bulunup kopyalanıyor. Daha sonra bu yazılar yazıcıdan çıkarılarak öğretmene götürülüyor. Aslında çocuğunuz verilen ödevden bihaberdir. Hiçbir öğretmen el yazısı ile yazılmış bir ödevi almama lüksüne sahip değil. Yazıcı almazsanız ne olur, çocuğunuz o ödevi yazmak zorunda kalır. Yazarken de hem konu hakkında bilgilenir, hem de el yazısı gelişir. Birçok lise öğrencisinin dahi el yazısının düzgün olmadığı günümüzde bu konuyu önemsemenizi ve evinize yazıcı almamanızı, varsa da kaldırmanızı siz değerli okurlarımızdan rica ediyorum. Copy – Paste (kopyala – yapıştır) bir gençlik istemiyoruz.
Saygılarımla
Yusuf TOPCU
Yusuf@yucin.com
Bu yazı toplamda 3211, bugün ise 0 kez görüntülenmiş